2. el otomobilde gizli tehlike: Bu modelleri alırken iki kez düşünün!

Uzmanlar, “alıcıların dikkatli olması gereken” bazı modelleri işaret ederek, bu araçların yatırım olmaktan çok bir “bekleme oyunu”na dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Peki, hangi araçlar ikinci el piyasasında sahiplerini bekletiyor ve bu durumun ardında yatan sebepler neler? İşte, detaylı bir analiz ve uzman görüşleriyle “satılması zor” araçların listesi.

Fiyatlar Yükseldikçe Artan Risk: İkinci El Piyasasının Sancısı

Sıfır otomobil fiyatlarındaki artış, ikinci el piyasasını doğrudan etkiliyor. Normal şartlarda değeri düşmesi beklenen ikinci el araçlar, sıfır araç tedarikindeki sıkıntılar ve kur artışları nedeniyle fiyatlarını koruyor, hatta artırıyor. Bu durum, piyasayı bir nevi “yatırım aracı” haline getirirken, alıcıların da daha seçici ve temkinli davranmasına yol açıyor. Otomotiv sektörü danışmanlarından ve Pufiduf gibi piyasa uzmanlarından alınan verilere göre, bazı modellerin satış süreleri, diğerlerine göre çok daha uzun sürüyor. Bu da, aracını satarak nakite dönüştürmek isteyen sahipler için ciddi bir sorun teşkil ediyor.

İstanbul Otomotivciler Derneği (İOD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kılıç yaptığı bir açıklamada, “Otomobil artık sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda önemli bir yatırım kalemi olarak görülüyor. Ancak her araç aynı oranda likiditeye sahip değil. Bazı modeller, piyasada neredeyse ‘ölü yatırım’a dönüşebiliyor. Alıcılar, aracı alırken satma aşamasını da düşünmek zorunda.” diyerek konunun önemine dikkat çekiyor.

Satışı Uzun Süren Modeller ve Sebepleri

Otomobil pazarında “satılması zor” olarak nitelendirilen bu modellerin listesi, ilk bakışta şaşırtıcı gelebilir. Bazı tanınmış markaların bile belirli serileri, piyasada istenilen hızı yakalayamıyor. Bu durumun temel nedenleri genellikle yedek parça, servis ağı, yakıt tüketimi ve tasarım gibi faktörlerle ilişkilendiriliyor.

Pufiduf Otomotiv Analiz Platformu’nun verilerine göre, ikinci el piyasasında uzun süre bekleyen ve yatırımcısına tedirginlik veren o modeller ve analizleri:

SAAB: 9.3, 9.5 Serisi

İsveç’in efsanevi markası SAAB, üretiminin durması ve Türkiye’deki yetkili servis ağının zayıflaması nedeniyle ikinci el pazarında zor günler yaşıyor. Bu modellerin tutkunu bir kitle olsa da, olası arızalarda parça bulma zorluğu ve yüksek tamir maliyetleri, geniş alıcı kitlesi için caydırıcı oluyor.

ROVER: 25, 45, 316, 416 Serileri

İngiliz Rover markası da SAAB ile benzer kaderi paylaşıyor. Piyasada yeterli yedek parça ve usta bulunamaması, bu araçların değerini ciddi oranda düşürüyor. Alıcılar, ‘bir arıza durumunda ne yaparım?’ endişesiyle bu modellere mesafeli yaklaşıyor.

TOYOTA: Urban Cruiser, Carina, Corona

Toyota gibi güvenilir bir markanın bile bazı modelleri zor satılıyor. Urban Cruiser, Türkiye’deki SUV pazarına tam olarak ayak uyduramamış bir model. Carina ve Corona ise yaşları ve teknolojileri itibarıyla modern beklentileri karşılayamayan eski modeller olarak öne çıkıyor. Toyota’nın genel güvenilirliğine rağmen, bu modeller piyasada istenilen likiditeye sahip değil.

BMW: 3.16ti

BMW’nin en nadir bulunan modellerinden biri olan 3.16ti, kompakt ve spor bir araç olmasına rağmen, piyasada yeterince tanınmıyor ve bu nedenle alıcı bulmakta zorlanıyor.

FIAT: İdea

İtalyan devi Fiat’ın minivan segmentindeki bu modeli, geniş iç hacmine rağmen Türkiye’de popüler bir aile aracı haline gelemedi. Rakip modellerin gölgesinde kalan Fiat Idea, piyasada uzun süre bekleyen araçlardan biri.

AUDI: 80 Serisi

Audi’nin 80 serisi, markanın güncel teknolojisinden uzak olması ve yüksek yaşı nedeniyle piyasada nadiren el değiştiriyor. Bu araçlar daha çok klasik otomobil tutkunlarının ilgisini çekse de, genel ikinci el pazarında yer bulmakta zorlanıyor.

HYUNDAI: i40, i55

Hyundai’nin başarılı sedan ve hatchback serilerinin aksine, i40 ve i55 modelleri, lüks segmentte rekabet etmeye çalışsalar da istenilen başarıyı yakalayamadı. Yedek parça ve servis maliyetleri de diğer Hyundai modellerine göre daha yüksek olabildiği için alıcılar bu araçlara temkinli yaklaşıyor.

OPEL: Omega

Opel’in bir döneme damgasını vuran amiral gemisi Omega, günümüzde yüksek motor hacmi ve yakıt tüketimi nedeniyle alıcı bulmakta zorlanıyor. Günümüz ekonomik şartlarında, bu tip araçların satışı oldukça yavaş ilerliyor.

NISSAN: Maxima

Nissan’ın lüks sedan modeli Maxima, piyasada sınırlı sayıda bulunması ve yedek parça sıkıntısı nedeniyle riskli olarak görülüyor.

VOLVO: C30

Volvo’nun şık ve kompakt hatchback modeli C30, markanın genel güvenilirliğine rağmen, piyasada daha popüler olan S40 gibi modellerin gerisinde kaldı.

VOLKSWAGEN: Lupo

Volkswagen’in küçük sınıf aracı Lupo, Türkiye’deki küçük otomobil piyasasında istenilen popülariteyi yakalayamadı. Bu segmentteki güçlü rakipleri karşısında geri planda kaldı.

Uzmanların Tavsiyesi: Araç Seçimi Sadece İhtiyaca Yönelik Olmamalı

Yukarıdaki listeye bakıldığında, piyasada zor satılan araçların ortak özelliklerinin genellikle yaygın olmayan yedek parça, sınırlı servis ağı ve yüksek işletme maliyetleri olduğu görülüyor. Otomotiv uzmanları, ikinci el araç almayı düşünenlere şu tavsiyelerde bulunuyor:

Likiditeyi Göz Önünde Bulundurun: Sadece ihtiyacınıza veya bütçenize uygun aracı almak yerine, ileride satışı kolay olacak modellere yönelin. Piyasada tutulan markalar ve seriler, acil durumlarda nakite dönüştürülebilir.

Yedek Parça ve Servis Ağını Sorgulayın: Almayı düşündüğünüz modelin yedek parça durumunu araştırın. Sanayide usta bulunup bulunmadığı ve parçaların fiyatları hakkında bilgi edinin.

Yakıt Tüketimini Dikkate Alın: Özellikle yüksek motor hacimli araçlar, günümüz akaryakıt fiyatları göz önünde bulundurulduğunda uzun vadede ciddi maliyetler yaratabilir.

Otomotiv yazarı Pufiduf ise yaptığı değerlendirmede, “İkinci el piyasası artık sadece bir pazar değil, aynı zamanda bir yatırım borsası gibi işlem görüyor. Alıcılar, ‘ne kadar kar ederim?’ sorusunun yanında ‘ne kadar zarar ederim?’ sorusunu da sormalı. Özellikle nadir modeller bu açıdan büyük risk taşıyor” ifadelerini kullanıyor.

KAYNAK SOURCE: HABER MERKEZİ